6 Şubat’ta 7,8 büyüklüğünde bir depremin Türkiye ve Suriye’yi vurmasının ardından José Andrés’in Dünya Merkezi Mutfağı (WCK), güvenli mutfaklar kurmak için bir ekip seferber etti. Geçmişte olduğu gibi, Karla Hoyos bölgedeki ilklerden biri olmaya gönüllü oldu. Türkiye’ye yardıma giden Hoyos, bu nedenle ilk restoranı Tacotomia’nın açılışını askıya aldı.
Hoyos, felaketin ardından New Times’a “Vizemi aldım ve yarın gidiyorum” dedi ve ekledi: “Kelimenin tam anlamıyla, bir felaketten saatler sonra oraya varmaya çalışıyoruz, ancak ilk müdahale ekiplerinin kurtarma görevleri için yalnızca sınırlı bir zamanları vardı. İlk müdahale ekipleri için sokakların boş kalması gerekiyordu”
Hoyos, SOBEWFF brunch’ı için 600 taze tortilla yapmak üzere Türkiye’ye uçacağını, çalışacağını ve zamanında eve döneceğini açıklıyor. “Sadece iki hafta kaldı, mutfağı kuracağım. José [Andrés]’e gidemeyeceğimi söyledim. İki haftalık olsa bile. Bu dürtüye sahibim. Gidip insanlara yardım etmem gerekiyor.”
Hoyos, son birkaç yılda Dünya üzerindeki en tehlikeli noktalardan bazılarına seyahat etmesine rağmen, WCK’nin gönüllüleri ve yardım ettikleri insanlar için gösterdiği ilgi sayesinde can güvenliğinden asla korkmadığını söylüyor. “WCK ile kendimi hiç güvensiz hissetmedim. Polonya ve Ukrayna’da bile güvenlik konusunda çok kararlılar. Güvensiz sayılabilecek yerlere giren tek kişi José’dir. Neler olup bittiğini kendi gözleriyle görmesi ve başka birinin gitmesine izin vermeden önce kendisini o duruma sokması gerektiğini hissediyor.”
Hoyos, en zor kısmın eve geri dönmek olduğunu söylüyor. “Bir felaket bölgesindesiniz ve her şeyini kaybetmiş insanları besliyorsunuz. Üç aylığına bu balonun içindesiniz. Sonra dışarı çekiliyorsunuz ve aniden Miami’deki hayatının içine giriyorsunuz. Şef, klimadan yiyecek ve içeceklerle dolu buzdolabına kadar her şeyin şok edici olduğunu söylüyor. “Bunda bir suçluluk hissi var. Zor. Suçluluk zor. Biz aşçıyız. Savaş için eğitilmedik.”
